HADİSLERDE BATI'DA KURULACAK DERİN DEVLET (DECCALİYET)

1- “Türk, siyah sancak sahiplerine karşı çıktığında onlarla savaşır daha atlarının eğerleri kurumadan Batılı çıkar.” (Nuaym bin Hammad, Kitabu’l Fiten, 716. Hadis)

2- “Rasulullah'ın arkadaşı Usame bin Kays Sülemi, namazda Doğu fitnesinden Allah'a sığınırdı. Ona peki Batı fitnesi yok mu denildi. Dedi ki, o daha büyük ve korkunçtur.” (Nuaym bin Hammad, Kitabu’l Fiten, 717. Hadis)

3- İbni Müseyyeb’ ten rivayet edildi: “Batılı için bir küfür devleti kaçınılmazdır.” (Nuaym bin Hammad, Kitabu’l Fiten, 719. Hadis)

4- “Batılı, yönetime geçer. Onlar yöneticilerin en şerlisidir.” (Nuaym bin Hammad, Kitabu’l Fiten, 719. Hadis)

5- Kab’tan rivayet edildi: “Batı fitnesi kördür. Oranın halkı çıplak zalimlerdir. Allah'a ait hiçbir dinleri yoktur. Yeryüzünü ineğin harmanı ezdiği gibi ezerler. Onların zamanına ulaştığınızda Allah'a sığının.” (Nuaym bin Hammad, Kitabu’l Fiten, 723. Hadis)

Hadislerde Batı fitnesinin korkunçluğu, yöneticilerin en şerli insanlar olduğu, Batıda büyük bir inkârcı devlet kurulacağı ve bu derin devletin hiçbir dine mensup olmayacağı anlatılıyor. Bunların dinsiz bu yapıyla yeryüzü halklarını ezip mahvedeceklerinden ayrıca bahsediliyor. Bütün bunlar bir araya getirildiğinde yaklaşık 300 yıldır dünyayı yöneten materyalist Batı düşüncesinin anlatıldığını anlıyoruz.

Dikkat edilirse bu Batı fitnesine hadislerde kör, dinsiz, zalim gibi sıfatlar verilmiştir. Bu sıfatlar diğer hadislerde ahir zamanda çıkacak olan Deccalin sıfatlarıyla tamamen örtüşmektedir. Gelecekle ilgili Nebevi sözler (hadisler) genelde müteşabihtir. Yani motamot bilgi vermeden, benzetmeler kullanılarak bir anlatım yapılır. Bu kapalı gibi görünen anlatımların izah edilerek açıklanmaya ihtiyacı vardır. Biz yukarıdaki hadislerin sarih (açık ve net) bir şekilde Deccaliyeti tasvir ettiğini görmekteyiz.

Deccaliyet Batıda kurulan devletleri alttan alta yöneten derin bir devlet modelidir. Bu derin devlet, görünürde olan devlet yöneticilerini kontrol altında tutarak kendi emri altında çalıştırır. İslam alemini de bu derin devlet içeriden işbirlikçiler oluşturarak etkisi altında tutar. Yalnız Batıdaki bu fitneden bahsederken biz derin yapının yapacağı tahribata dikkat çekiyoruz. Yoksa Batıda gelişen medeniyet, demokrasi, insan hakları gibi çağdaş değerler insanlık için büyük kazanımlardır. Ayrıca Batı toplumları kaliteyi, sanatı öne çıkaran sevgi dolu insanlara sahipler. Bütün bu Batıdaki güzelliklerin arkasına gizlenen sinsi bir derin yapıyı biz burada sözkonusu ediyoruz.

İşte bu derin deccali yapılanma, net tespit edilip ortaya çıkarılmalı ki müminler bu tehlike karşısında yekvücut olup birleşme gereği duysunlar. Müslümanlar bu derin deccali yapıyı net fark edip kendi arasında İslam Birliği'nin kararını aldığı zaman Allah'ın yardımı gelecektir. İşte o gün Allah'ın şu ayetleri tecelli edecektir:

“Hayır, biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir.” (Enbiyâ, 18)

“Allah'ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek tesbih et; O'ndan bağışlama dile, çünkü O, tevbeleri daima kabul edendir.” (Nasr, 1-3)